Genel anlamıyla spastisite olarak adlandırılan “serebral palsi” bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. En büyük sebebi beynin bir müddet oksijensiz kalarak hasar görmesidir. Bu hasar maalesef büyük oranda kalıcıdır fakat ilerleyici değildir. Beynin oksijensiz kalması doğum öncesinde, doğum sırasında veya doğumdan hemen sonra olabilir. Bu sebepler arasında en sık olanlar kordon dolanması, bebeğin kendi dışkısının solunum yoluna kaçması ve doğum sonrasında solunum refleksinin kaybolmasıyla beynin oksijen yetersizliğine girmesi sayılabilir.

Serebral palsi merkezi sinir sistemini etkilemesine rağmen, en büyük etkisini son organ olarak kas-iskelet sisteminde göstermektedir. Merkezi sinir sisteminden gönderilen hatalı sinyaller nedeniyle bazı kaslarda spastisite-sertlik olmakta, bazı kaslarda ise güçsüzlük gelişmektedir. Bunun sonucunda da üst veya alt kas-iskelet sisteminde kasların kontrolüyle ilgili ciddi sorunlar görülebilmektedir.

Her serebral palsi aynı derecede değildir. Beynin etkilenen bölümüne ve etkilenme ciddiyetine göre farklılıklar görülmektedir. Serebral palsinin etkilenme bölgelerine göre quadripleji (her iki kol ve bacak etkilenmesi), dipleji (bacaklar kollardan fazla etkilenir) veya hemipleji (vücudun bir kısmı etkilenir) gibi anatomik sınıflandırması bulunmaktadır. Bunlar arasında bacakların fazlaca etkilendiği dipleji hem sıklığı hem de yürümeyi bozduğu için fonksiyon kaybının belirgin olması nedeniyle önem taşımaktadır.

Serebral palside oluşan beyin hasarını günümüzde tedavi edebilmek mümkün değildir. Fakat oluşan fonksiyon bozukluklarına cerrahi ve cerrahi dışı yöntemlerle müdahale edebilmek mümkündür. Serebral palside rehabilitasyon son derece önemlidir. Bu hem kaslardaki spastisitenin azaltılması hem de kaslardaki sertliğin ilerlemesinin durdurulması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle uygun ellerde düzenli rehabilitasyon son derece önemlidir. Fakat bazı durumlarda rehabilitasyon düzgün yapılsa da, spastisite fonksiyonları ciddi derecede bozmaya başlayabilir. Bu durumda Ortopedik cerrahi yöntemlerin devreye girmesi gerekir. Bu cerrahi yöntemlerin büyük çoğunluğunu bacak ve ayaklara yapılan işlemler oluşturmaktadır. Bunun sebebi de serebral palside bacakların daha fazla etkilenerek yürüme fonksiyonunu fazlaca bozması ve bacaklara yapılacak olan cerrahi müdahale sonuçlarının kol ve ellere yapılan cerrahi müdahalelere göre daha iyi sonuç vermesidir.

Serebral palside ortopedik cerrahi müdahaleler etkilenen bölgeye ve ciddiyetine göre seçilmelidir. Bunlar arasında kas ve tendon gevşetme ameliyatları, tendon transfer ameliyatları büyük yer tutmaktadır. Spastisitenin ileri boyutta olduğu ve eklem hareketlerinde ileri derecede kısıtlılık yaptığı durumlarda, kemikten düzeltme ameliyatlarıyla fonksiyonun mümkün olduğunca kazanılması sağlanabilmektedir.