Omuz ağrısı ofis çalışma ortamından, ağır çalışma şartlarına ve gündelik ev işlerinden spor aktivitelerine kadar birçok alanda görülebilecek bir sorundur. En sık omuz ağrısı sebebi omuzdaki sıkışma sendromudur. Omuz başını çeviren 4 kastan bir veya birkaçının omuz başıyla köprücük kemiğinin uzantısı olan akromion arasında sıkışmasıyla oluşur. Yetişkinlik döneminde her yaşta görülebilse de en sık 40 yaş üzerindeki grubu etkilemektedir. Belirli bir yaşın üzerinde görülmesinin sebebi, yaşla birlikte omuz kaslarındaki kan dolaşımının azalmasıyla birlikte oluşan hasarın iyileşmesindeki gecikmedir.

Omuz ön tarafındaki ağrı tipik bulgudur. Aralıklı olarak Omuzdan dirseğe kadar olan bölüme yayılabilir. Bu nedenle boyun fıtığıyla ve sol taraf ağrılarında kalp kriziyle karıştırılabilir. Fakat ağrının hareketle artmasıyla ve özellikle kolu kaldırırken 100 derece üzerinde ağrının oldukça şiddetlenmesi, diğerlerinden ayırıcı özellikteki bulgulardır. Gece ağrısı ve üzerine uzun süre yatma sırasında ağrının uykudan uyandıracak derecede artması sıklıkla görülen bulgulardandır.

Omuz sıkışma ağrısının en sık sebeplerinden birisi baş üzeri aktivitelerle fazla uğraşılması ve omuzun uzun süre belirli bir pozisyonda sabit tutulmasıdır. Gündelik hayatta perde asma, yüksekten bir şeyler alma veya cam silme gibi işlerin fazlaca ve tekrarlayarak yapılmasıyla omuz ağrısı ortaya çıkabilir. Ofis çalışma ortamında ise bilgisayar kullanımında omuzun uzun süreli sabit pozisyonda tutulmasıyla omuz sıkışma ağrısı oluşabilir.

Omuz sıkışma sendromunda tedavi basamaklı olarak yapılmalıdır. Öncelikli tedavi, omuzda ağrıyı ve ödemi azaltmaya yönelik anti-enflamatuar ilaç tedavisidir. Burada amaç oluşan ödemi azaltarak sıkışmayı azaltmak ve ayrıca enflamasyonu baskılayarak iyileşme dokusunun işini kolaylaştırmaktır. İlaç tedavisi genellikle aralıklı olarak yapılır. 7-10 günlük tedavi sonrasında fayda görülmüş fakat tekrarlama olmuşsa, 1-2 kür daha ilaç tedavisi verilebilir. Fakat ilaç tedavisinden hiç fayda görülmemişse, tekrar ilaç tedavisine başlamak yerine fizik tedaviye yönlendirme yapılabilir.

Fizik tedavide ağrıya yönelik tedavi uygulansa da, özellikle omuz başını aşağıya bastıran kasların aktif çalıştırılması önemlidir. Omuz başının aşağıya bastırılmasıyla eklem aralığı açılacaktır ve böylece baskı azalarak kasların iyileşmesine fırsat tanınmış olacaktır. Bu dönemde hücresel iyileşmeye katkısı nedeniyle PRP de tedaviye eklenebilir.

Konzervatif yöntemlerle kas sıkışmasının %70-80’inde başarılı sonuçlar almak mümkündür. Fakat tüm tedavi yöntemlerine rağmen 3-6 ay arasında başarılı sonuç alınamaması durumunda cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi tedavide açık veya artroskopik kapalı olarak köprücük kemiğinin devamı olan akromionun alt bölümü traşlanmakta ve sıkışmış olan kaslar rahatlatılmaktadır. Bu işlem sırasında kaslarda yırtık varsa dikilmektedir. Ameliyat sonrasında fizik tedavi hem iyileşme süresinin hızlanması hem de eski fonksiyonlara dönme açısından önemlidir.